Bu proje, 2006’daki Terörle Mücadele Kanunu (TMK) değişikliği kapsamında yargılanan dört ve 2010’daki düzenleme sonrası yargılanan üç “TMK mağduru” katılımcıyla gerçekleştirilmiştir. Üç temel dinamik üzerine kurulu olan proje, (1) bu politik öznelerin tarihsel süreçte nasıl şekillendiğini, (2) çocuk yaşta cezaevinde bulunmanın anlamını ve (3) yargılama sonrası kamusal alana dönüş süreçlerini inceler.
Bu proje, Kürt bölgesinde protesto eylemlerine katıldıkları için “taş atan çocuklar” olarak tanıtılan, 2006 yılında TMK’da yapılan kanun değişikliği kapsamında yargılanan ve TMK “mağduru” olarak anılan dört katılımcı ve 2010 yılında aynı yasada giderilen düzenleme sonrası yargılanan üç katılımcı ile gerçekleştirilmiştir. Proje temel olarak üç dinamik üzerinden ilerlemektedir. İlk olarak belirli bir tarihsel düzlemde bu politik öznelerin üretim sürecini ve ortaya çıkışını anlamlandırmayı, ikinci dinamik olarak ise çocuk olarak cezaevinde bulunmanın ne demek olduğu ve son olarak ise görüşmecilerin yargılama süreçleri tamamlandıktan sonra kamusal alana yeniden dahil olma süreçlerini ele alıyor. Başka bir açıdan bakıldığında da çalışmaya konu olan bireyler biyolojik- bilişsel düzey olarak artık birer “çocuk” değil, yaşları 26–35 arasında değişen ve farklı sosyal statülerde bulunan kişilerdir dolayısı ile bugünkü sosyal statüleri içinden geçmiş tecrübelerini nasıl anlamlandırdıklarını ve nasıl hatırladıklarına önemli bir noktadır.
.png)
Çeşitli hak ihlallerine maruz kaldıktan sonra hayatına devam eden çocukları sadece bu çocuklar konuşmayı ve anlamayı tercih ettiği kadar biliyoruz. Bu öznelerin süreç içerisinde neler yaşadıklarını ve yaşadıklarının hayatlarında nasıl bir yer edindiği hakkındaki bilgimiz sınırlı. Geçmiş politik çocukluk tecrübesini paylaşmanın 10–15 sene sonra dahi güvenlik riski taşıması kaçınılmaz olarak kamusal olarak bilinenleri sınırlandırıyor. Bu durumda failinin yani devletin görünürlüğü çok açık iken, ihlale uğramış kişi-çocuk ise görünürlüğünü kaybetmeye başlıyor çünkü giderek sertleşen politik atmosferden dolayı bireylerin güvenli alanını koruma kaygısı bu hikayeleri sessizlik ile baş başa bırakıyor. Bu boşluğu kısmi de olsa giderme amacı taşıyan bu proje de konuşmayı ve paylaşmayı isteyen katılımcılara görünürlük imkanı yaratmayı ve seslerine kulak tıkamayanlara ulaşmayı amaçlıyor.
Önsözden
"Birbirine yakın zaman aralıklarında, aynı şehirde ya da yakın şehirlerde farklı çocukluk deneyimleri yaşayan katılımcılar ile yine aynı şehirde onlara göre farklı bir çocukluk deneyimi yaşayan araştırmacı olarak ben “Zilan” mülakatlar aracılığıyla aynı mekânda bulunuyorduk. Araştırmacı-Katılımcı hiyerarşisinin içinde kendimi pek iyi hissettiğim söylenemez, çünkü aynı coğrafyada büyümüş bir Kürt olarak üniversite okuma şansına sahip bir araştırmacı rolüyle on- 9 lara mülakat soruları yönelten pozisyonda bulunuyordum. Küçük bir şehirde, 2-3 mahalle ötemde büyümüş ya da yakın bir şehirde büyümüş bir katılımcının politik çocukluk deneyimleri hakkında konuşmak, benim için geç kalınmış bir buluşmaydı. Hem bu geç kalmışlığın verdiği hem de araştırmacı-araştırılan hiyerarşisinde araştırmacı tarafında olmanın yarattığı mahcubiyetin görece azalmasını isteyerek bu projenin parçası oldum. Umuyorum ki bu proje, o zamanları yaşayan artık büyümüş yetişkinler, eski çocuklar için de kendini ifade etme alanı yaratır."
Zilan Turgut